Bu günlerde içimiz dışımız politika oldu. Sanki memleketimizde veya dünyada başka konu yok! Mesela size bu yazımda Muhittin Abi’den bahsedeyim.
Siz Muhittin Abi’yi tanımazsınız. Bende zaten ismini ve kim olduğunu yeni öğrendim. Yalnız şunu söyleyeyim; çok ilginç biri!
Arabamı almadığım günlerde Kızılay’dan Gazi Osman Paşa’daki evime otobüsle giderim. Bazen geç saatlere kaldığımda da taksiye binerim. Hep aynı duraktan taksiye bindiğim için şoförlerle de biraz samimi olmaya başladım. Yol boyunca onlarla güncel konularla, ve özellikle politika ile ilgili sohbetler yaparım. Bilirsiniz taksi şoförleri politika konusunda toplumun nabzını iyi ölçerler. Bu yüzden onlardan bu konuda da faydalanmaya çalışırım.
Taksiyle gittiğim güzergahtaki yollar genellikle hayat kadınlarının müşteri bekledikleri yerlerdir. Karda kışta, Ankara’nın soğuğunda onları öyle yarı çıplak görünce üzüldüğüm ve onlara acıdığım zamanlar da olmuştur. Birde polis ekip arabası gelirken çil yavrusu gibi dağılıp bir anda kaybolmaları görülmeye değerdir.
Yine bir akşam taksiyle giderken, biraz ilerimizde duran bir arabanın sürücüsü ile pencereden pazarlık yapan bir kadın gördük. Bizim geveze şoför ”Abi bak, Kasım Abi pazarlık yapıyor.” dedi. Ben duran arabanın şoförünü kastettiğini sanarak, ”Arabadaki adamın ismi Kasım mı?” deyince; şoförün çenesi iyice açıldı. ”Yok abi, kadının ismi Kasım” dedi! Ben ”Allah Allah!” diye hayret edince de devam etti:
Kasım Abi aslında travesti. Takma adı da Ahu. Bunun birde Duygu diye bir arkadaşı var. Geçenlerde bunlar yol kenarında beklerlerken, bir taksi yandan hafifçe bu Duygu’ya çarparak yere düşürdü. Duygu yolun kenarında baygın yatarken Kasım Abi’de başında ”Duygu’cum, lütfen gözlerini aç! Duygu’cum lütfen kalk!’ diye yalvarmaya başladı. Fakat Duygu’da tık yok. Derken, oradan geçen muzip biri ”Muhittin Abi, ekip arabası geliyor!” der demez Duygu nasıl bir anda ayağa fırlayıp kaçtı görmeliydiniz. Gülmekten öldük.
İşte bizim Muhittin Abi bu!
Siz tabi bu hikayeye güldünüz. Gerçekten de fıkra gibi. Tabii ki bu işin komik yönü. Keyfinizi kaçırmak istemem ama aslında bu olay sadece komik değil; aynı zamanda trajik bir olaydır. Yani trajikomik bir olaydır. Zira, kadın gibi hisseden ve onlar gibi giyinip onlar gibi davranan ve travesti denilen erkeklerle, travestilerin Bülent Ersoy gibi operasyon geçireni olan transseksüellerin hayatı gerçekten de çok trajiktir.
Bu konu toplumun yıllardan beri iyileşmemiş, kanayan bir yarasıdır. Bir kere onların bu halde olmaları kendilerinin tercihi veya suçu değildir; çünkü öyle yaratılmışlardır. Kadın veya erkek olarak yaratılmak nasıl kusur değilse; travesti olarak yaratılmak da suç değildir. Fakat özellikle gelişmemiş ve yarı gelişmiş toplumlarda bu büyük bir kusur veya ayıp gibi algılanmaktadır. Bu yüzden travestiler toplumdan dışlanmakta; kendilerine iş bile verilmemektedir. İşte bu nedenledir ki; hayatlarını idame ettirebilmek için tek çareleri olan fuhşa yönelmek zorunda kalmaktadırlar. Toplumdaki genel kanının aksine, bunu zevk için veya ahlaksızlık olsun diye değil; mecbur kaldıkları için yapmaktadırlar. Gecenin geç vakitlerinde, kışın -8 derecede müşteri bekleyeceksin.
Sonra belki sarhoş, psikopat, hastalık taşıyan, sadist veya sapık biri çıkacak ve onunla beraber olacaksın. Bu gerçekten büyük riskler taşıyan ve deli cesareti isteyen bir iştir. Bir insan çok mecbur olmasa tüm bu riskleri göze alabilir mi? Bu insanları yargılamadan önce birde böyle düşünelim! Toplum olarak bizim hiç mi kabahatimiz yok; bu insanlara anlayış gösteriyor muyuz bunu da sorgulayalım.
Neyse, bu derin ve uzun bir konu. Dolayısı ile bizi aşar. Komik bir olay anlatıp gülelim derken nerelere geldik.
Ha, bir şey daha ilave edeyim: Birkaç yıl öncesine kadar Ankara’nın cadde ve sokaklarında telekızlar tarafından serpiştirilmiş kartvizitler görürdük. Bu kartvizitlerde travesti kelimesi hiç geçmezdi; travestiler kendilerini deşifre etmezlerdi. Şimdi ise kartvizitlere travesti olduklarını adeta övünerek yazıyorlar. Bu ne demektir biliyor musunuz? Türk erkekleri artık travestileri daha çok tercih ediyorlar demektir! Yani trendler ve tercihler değişmeye başlamış! Bu durum kadınları düşündürmeli bence! Benden uyarması!