Herkesin duyarlı olması gereken hislerin başında cinsellik gerekiyor. Yabancı ülkelerdeki cinsel sorunların daha az görülmesi bir bakıma bu duyarlılıktan kaynaklanır. Çünkü herkes istediği partner ile istediği zaman birlikte olabildiktedir. Ülkemize bakıldığında ise her açıdan özgürlüklerin kısıtlı oldıuğu ve özellikle de cinsel anlamda bir özgürlüğün olmadığı rahatlıkla görülür. Zorunlu birliktelikler ile psikolojisi bozulanların olduğu bir ülkede yaşamaktayız ve onlar nedense önemsenmiyor. Hemcinsleri ile ilişki yaşamak istedikleri için linç edilmek istenenlerin olduğu bir ülkeden bahsediyoruz. Kısıtlı ve dar bakış açıları ile yaptıklarının doğru olduğunu düşünen bir çok insan halen bulunuyor. Hatta yakın ilişkileri olan kişilerin bunu duyduğunda ilişkilerini kestiklerini biliyoruz. Bir kimse eğer travesti tercih etmiş ise onun neden böyle bir tercih yaptığını düşünmeden yargılamakta nedense üstümüze yok. Kendince haklı sebepler i olan ve travestiler ile birlikte olanların bu kadar haksızlığı çekmesine ve göz yumulmasına gerçekten hiç gerek yoktur.
Özgürce düşünüldüğünde ve herkesin dikkatlice anlamaya çalıştığında belki daha iyi gelişmeler olacağını bilmesi gerekir. Sadece istanbul travesti bayanlar bu sıkıntıları çekiyor ya da çıkartıyor değiller ya da sadece ankara travesti bayanlar zorla bazı kişileri ilişkiye sokuyor değiller. Onların belirli bir potansiyel ile partner kitlelerine kendi istekleri doğrultusunda hizmet ettiklerini çoğu kimse bilmiyor ancak hemen yorum yapıp doğru olmadığını söyleyenlere rastlamak oldukça mümkün. Daha iyi bir yerde olduğumuzu söylemiyoruz elbette ancak gerçek anlamda ele alındığında bu kişiler ya da partnerleri sürekli bir sışlanmayla karşılaşıyorlar. Sorugusuz sualsiz anlamak istemeden dinlemeden yorum yapmak yargılamak ülkemizde çok popüler herhalde ondan olsa gerek.
Duyarlı olabilmek ve herkesi anlamaya çalışmak çağdaş yaşamın gerekli bir olgusu olmuştur. Dinlemek ve daha sonra konuşmak ya da yargıda bulunmak en doğru seçenek iken çoğu kimsenin ülkemizde bu tercihi yapmaması düşündürücüdür. Gelişen değer sistemlerinin esnetilmesi ve bakış açılarının bir an önce çağdaş yaşama uyması gerekmektedir. Çünkü aksi yönde gidilmesi toplumun zararına olacaktır. Kısaca belirtmek gerekirse daha duyarlı bir toplum olabilmek için herkes kendine düşen sorumluluğun farkına varması gerekmektedir.