Eşcinsel olarak beni rahatsız edense demokratik olduğunu, herkesi kucakladığını iddia eden partilere aday adayı olanlardan çok, söyledikleriyle yaptıklarının çelişmesinden dolayı o partilerin samimiyetsizliği. Hem herkese gerçekten kucak açıyorsanız-kucaklıyorsanız parti olarak, bir kere de açık ve net eşcinsellerin adı geçsin söylemlerinizde seçim arifesinde. Kaz gelecek yerden eşcinseller esirgenebilir, hatta heteroseksizme hadımlaştırılmış koç olarak kurban edilebilirler değil mi?
Hadım yasası bütün sakıncalarına rağmen elini-kolunu sallaya-sallaya meclisten sorunsuz geçti. (Son öğrendiğim habere göre rafa kaldırılmış, seçimden sonra yasalaşacakmış.) Demokratik ve halkın partisi olduğunu iddia eden ve ilaçla kısırlaştırma konusunda tereddütleri olduğunu ifade eden muhalefetin bir milletvekilinin hadım yasası ile söylediklerine bakar mısınız: “Ancak kamuoyunda bir beklenti var. Kamuoyu beklentisi ile çelişmemek için alt komisyon çalışmaları sırasında sessiz kaldık ve olumsuz oy vermedik.”
Bu kadarına da pes doğrusu! Eşcinselliğin hormonlarla ilgisi olsaydı, şimdiye kadar homofobik dünya testosteronla eşcinselliğin kökünü çoktan kuruturdu. Testosteron hormonu normal olan, hatta çok yüksek olan ve bedensel olarak erkekten daha erkek olan eşcinselleri nasıl açıklayacaksınız peki? Testosteron eksikliği eşcinsel olanları bir kat daha mı eşcinsel yapacak? Cinsiyet kimliğini sadece biyolojik olarak algılayan bir zihniyetin farklılıklara bakış açısı da ancak bu kadar olabilir, demokratiklikleri de iktidar sevdasına dayalı oynak olur.
Milletin vekili eşcinselliği tercih edilen cinsel seçenek olarak lanse ederse, millet ne düşünür acaba? Sanki ikramda “Çay mı, kahve mi tercih edersiniz?” der gibi. Tercih edilebilen bir şeyse, tercihler değişebileceğine göre heteroseksüeller bir denesinler bakalım eşcinselliği. Sonra gene kendi asıl tercihlerine dönebilirler bu kadar keyfi, kolay bir şeyse eğer.