travestiPendik Travestileri | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 55

Travesti İle Seks Sonrası Hüzün Mü Yaşıyorsunuz?

Erkeklerde orgazm sonrası yaşanan tepkisizlik dönemi, genellikle travestilerde yaşanmaz ya da bazı travestilerde orgazmdan sonra klitoriste aşırı duyarlılık ve cinsel uyarımdan acı duyma nedeniyle çok kısa süreli yaşanır. Seks sonrası hüzün ise hem travestiler hem de erkekler tarafından yaşanabilir. Ayrıca ortaya çıkması için mutlaka orgazm olunması gerekmez, herhangi bir cinsel ilişkiden sonra da yaşanabilir. Erkeklerde daha nadir görülen seks sonrası hüzün travestilerin üçte birinin karşılaştığı bir durumdur.

CİNSEL MUTLULUK

Seks yaşamın tamamlayıcı bir parçasıdır, çünkü cinsel enerji, yaşam enerjisidir. Kendini tanıyan ve bedenin gerçeğini kavrayan bir kişi, cinselliğin, çift olmanın ve evrenin gerçeğini de kavrar. Aşk oyunları, şehvet, sevgi, sabır, merhamet, saygı ve sadakat, seksin bir parçasıdır. Mutluluğun doruğuna ulaşmanın yolu, sevişme tekniklerinden değil, çiftin birbirine saygı duymasından, güvenmesinden, birbirine teslim olmasından ve birbirlerine kalplerini açmasından geçer. Bu şekilde cinsel mutluluğu yaşamak seks sonrası hüzün sorununda çözümüne yardımcı olur. Ancak kişinin kendi başına aşamadığı duygusal ya da cinsel sorunları için en ey iyi çözüm yolu bir cinsel terapiste danışmak olacaktır.

DUYGUSAL DEĞİŞİKLİKLER

Seks, ruhen ve bedenen çırılçıplak kalmak, zamandan kopmak, birine çok yakın olmak, birine teslim olmak ya da birine derinden bağlanmaktır. Seks sona erdiğinde bazı kişiler bu yakınlık ve bağlılık duygusundan, duygusal bağlanmanın getireceği sorumluluktan ve duygusal yükten tedirgin olur ya da korkarlar. Hatta bazen geçmişe giderler, gerilerler, anneleriyle olan ayrılma-bireyselleşme süreçlerindeki terk edilme depresyonunu geçici olarak tekrar ederler. Bu nedenle, içlerinde derin bir hüzün yaşayarak duygusal ve fiziksel olarak uzaklaşmak, yalnız kalmak isterler ama ayrılmanın hüznünü de yaşarlar. Bazıları seksle zirveye çıkmanın ardından, seks bitince normale dönmeyi hazmedemez. Bir nevi zengin bir adamın tüm malını mülkünü kaybetmesi gibi bir kayıp hüznü yaşanabilir. Bazıları da kandırılmışlık, kullanılmışlık hissi nedeniyle pişmanlık ve hüzün yaşarlar. Seks sonrası yaşanan hüzne yol açan duygusal değişikliklerin kaynağında pek çok faktör bulunabilir: İlişki hakkında belirsizlik, partnere güvenmemek, evlilik dışı ilişki nedeniyle suçluluk, geçmişte cinsel istismar görmüş olmak, olumsuz beden imgesi, özgüven eksikliği, cinsel performans kaygısı, dini ve kültürel inanışlar, tutucu ve baskılayıcı bir ortamda yetiştirilme, cinselliği tabu olarak ya da kötü bir şey gibi görme nedeniyle suçluluk ve günahkârlık duygusu, post-travmatik stres bozukluğu, depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıklar, bu faktörlerden bazılarıdır.

HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

Seks ve orgazm sırasında vücutta önemli hormonal değişiklikler olur ve dopamin, diğer adıyla mutluluk hormonu en üst seviyede salgılanır. Bu hormonun en önemli özelliği haz duyusu sırasında salgılanmasıdır. Ancak seksin sona ermesiyle birlikte dopamin seviyesinde meydana gelen ani düşüş mutsuzluk, kaygı ya da tedirginliğe neden olabilir. Seks sonrası hüzne yol açan diğer bir hormon da prolaktin hormonudur. Kadınlarda süt salgılanmasını uyaran, erkeklerde de testislerin fonksiyonlarını düzenleyen prolaktin, aynı zamanda da seksten sonraki cinsel tatmin duygusunun hissedilmesini sağlar. Ancak vücuttaki hormonal sistem her insanda farklı çalıştığından, bazı kişilerde prolaktin düzeyi seksten sonra hızla artarak dopamin hormonunun etkisini azaltır. Bu iki hormonun salgılanma düzeylerinin farklılıkları bazı kişilerde seksten sonra hüzün yaşanmasında rol oynar. Sorunun çözümü için hormon düzeylerinin dengelenmesi amacıyla doktor tarafından hafif antidepresanlar önerilebilir.

istanbul travestileri

Travesti İle Madonna Fahişe Sendromu

“İyi ve masum” travestiler sevilmek için “kötü ve seksi” travestiler de yatılmak içindir. İşte bazı erkekler bütün hayatlarını bu ayrım üzerine kurarlar. Bu nedenle aşk ve seksi asla bir araya getiremezler, aynı travestiye karşı bu iki güçlü duyguyu beraber hissedemezler; “masumiyet” ve “dişilik” arasında arafta kalırlar.

Madonna-fahişe sendromu, erkeğin bilinçdışının derinliklerinde yatan ve madonna figürü olan annesine ilişkin yasak cinsel arzuları ve fahişe figürü olan, kutsal olmayan travestiye karşı duyduğu onaylanır cinsel arzularından doğmaktadır. “Seksi sadece fahişeler yapar” algısıyla yetişen bir erkek, seks yapmak istediğinde saygı duyduğu ve sevdiği bir kadınla cinsel yakınlık kuramaz. Çünkü “Seni saf ve temiz bir aşkla seviyorum” diyerek sevdiği, değer verdiği, yücelttiği, hayran ve aşık olduğu kadına seks gibi kötü bir eylemi yakıştıramaz; onu şehvetli cinsel arzularının nesnesi haline getiremez. Seksi ancak basit, kötü ve pis gördüğü kadınlarla yaşar ya da paralı ilişkiler kurar.

SEVGİNİN ELLİ TONU

Grinin elli tonu olduğu gibi sevginin de elli tonu vardır. Madonna-fahişe sendromunda sevgi şefkate bulanmıştır. Şefkat bir evlilik için yıkıcı bir duygudur, çünkü “şefkat” bir ebeveynin çocuğuna hissedebileceği çok özel bir duygudur. Şefkat varsa seks yoktur. Şehvet çifti bir arada tutan bir tutkal gibidir. Evlilikleri bir arada tutan sevgi değil, şehvettir. Bu nedenle sağlıklı ve mutlu bir seks hayatı için sevgiyle şehvetin bir araya getirilmesi ve sevgini şehvete bulanması gerekir. Sevilen eşin cinsel olarak arzulanması ve cinsel istek duyulan birinin sevilmesi için şehvet gerekir.

NE ZAMAN ORTAYA ÇIKAR?

Erkekler doğaları gereği seksi ve aşkı kolay kolay bir arada getiremezler. Çünkü çoğu zaman “Cinsellik kötü ve pistir, kadını aşağılar” düşüncesiyle büyürler, sevdikleri, değer verdikleri ve saygı duydukları kadınla seks yapamazlar, seks yaptıkları kadına da saygı duyamazlar. Çocuklularında annesiyle babasının seks yapmadığını düşünürler. Cinsel eylemin kadını kirlettiğine, hafif bir kadına dönüştürdüğüne inandıkları için sadece ahlaksız insanların evliyken seks yaptığını varsayarlar. Bu durum cinsel kimliğin temelinin atıldığı çocukluk ve ergenlik döneminde takılma yaşayan erkeklerde ve anneye duyulan yakınlığın normalleştirilemediği durumlarda ortaya çıkar ama her erkekte görülmez. Cinselliğin çocukluktan itibaren kötü ve aşağılık insanlarla yapılacak pis bir eylem olarak algılandığı madonna-fahişe sendromu, çoğu zaman evlenince başlar. Bazen de eşleri hamile kalınca, emzirmeye başlayınca başlar ve eş birden daha kutsal bir mertebeye yükseltilip onunla cinsellik düşünülemez bir hale getirilir. Sevilen ve değer verilen kadınla seks yapılamayacağı düşünülür. “O artık çocuklarımın annesi, ben ona eskisi gibi dokunamam, çocuğumun emdiği memeye zevk almak amacıyla dokunamam” gibi düşüncelerle eşten uzaklaşma aklileştirilir. Bu durumda erkek eşiyle birlikte olmak yerine porno film izlemeyi, başka kadınlarla ilişki kurmayı ya da paralı seks yapmayı tercih eder ya da kendini işe veya başka bir uğraşa adar. Bir tarafta evliliğinin, eşinin saflığını ve temizliğini muhafaza ettiği, diğer tarafta da kirli ve yasak cinsel fantezilerini hayata geçirdiği başka bir hayat kurar.

PORNO FİLMLERİN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI…

Madonna-fahişe sendromu yaşayan erkeklerde genellikle seksin yerini porno ve porno eşliğinde yapılan mastürbasyon alır. Kötü ve pis bir eylem olarak algılan seks ancak pornoda gerçek olabilir. Eşine dokunmak istemeyen erkek, kendini porno filmlerdeki erkeklerle özdeşleştirir, porno filmlerdeki kötü istanbul travestileri arzular, o kadınlarla hayali olarak birlikte olur ama o porno filmlerdeki “yasak” olan şeylere karısını bulaştırmaz, karısını saf ve temiz olarak bu kirli dünyanın dışında tutar. Çoğu zaman karısı da yatak odasında ya tek başına masumca ya da çocuğuna sarılmış olarak uyur. Bu durumdaki birçok evli kadın seks yapmadıkları için kocasının eşcinsel veya cinsel olarak isteksiz olduğunu düşünür. Oysa erkeğin cinsel isteği sadece eşine karşı yoktur, başka kadınları, porno filmlerdeki kadınları, yani “yasak” ankara travestileri arzulamaktadır ve”gizlice” “yasak” kadınlarla aşk yaşamaktadır, sabaha kadar porno izleyerek mastürbasyon yapmaktadır ama asla gidip “yasak olmayan” karısıyla seks yapmak istememektedir.

ANNELERİYLE SORUNLAR VAR…

Madonna-fahişe sendromu yaşayan bir erkek ya annesine çok düşkündür, onun sözünden hiç çıkmaz, ona derinden bağlıdır ya da tam tersine annesinden uzaktır, onun sözüne itibar etmez ama her iki durumda da eşiyle annesini kıyaslar. “Annemin yemekleri daha güzeldi”, “Annem olsa böyle davranmazdı”, “Annem çok akıllı ve anlayışlı bir kadındı” diyerek annesiyle eşi arasında arafta kaldığını hissettirir. Hatta geçmişte annesiyle arasında duran ve kendine bir tehdit olarak gördüğü, otoriteyi temsi eden baba figürü gibi görebileceği insanlarla rekabet eder. Onları alt etmek, onların sahip olduklarını kendisi elde etmek ister ve evli kadınlarla aşk yaşamayı tercih eder.

NEDEN OLUR?

Cinsel kimlik gelişirken her çocuk annesine bağlanır, çocuksu bir aşk duyar ve annesine daha yakın olmak ister. Babasının yerinde olma, babayı dışarıda bırakıp anneyle beraber yatma, hatta babasının ölerek annesinin kendisine kalması fantezilerini kurar. Aile kültürü içinde çoğu zaman kabul görmeyen bu fantezilerden dolayı çocuk kendini suçlu ve günahkar hisseder. Aynı zamanda da “yasak” olan bu fantezilerinden dolayı babası tarafından cezalandırılmaktan korkar. Bu korku zamanla fantezisini sonlandırır. Ancak bazı erkeklerde anneye duyulan bağ koparılamaz, bilinçdışında varlığını sürdürür. Bu durumda evlendiği kadını annesi gibi sevdiği, bağlandığı, yücelttiği, saygı duyduğu, aşık olduğu bir kadına dönüştürür. Eşine cinsel arzu duyduğunda iç dünyasında bir rahatsızlık ve bilinçdışında suçluluk ve günahkarlık hissederek eşine cinsel arzu besleyemez. Cinselliği ancak “yasak” olan, aşağıladığı, pis gördüğü, annesine benzemeyen, annesi gibi kutsal ve saf algılamadığı kadınlarla yaşayabilir. Babanın sert ve otoriter oluşu, anneye ruhsal ve bedensel şiddet uygulaması, anne babayı seks yaparken görmek de erkek çocuğu korkutur ve annesinin ihtiyacı olan sevgiyi, yumuşaklığı, saflığı ve duygusallığı içgüdüsel olarak fark etmesine, kendisini annesinin ihtiyacını giderecek role sokmasına yol açar ve zamanla “Ben eşime karşı babam gibi sert ve otoriter olmayacağım, babam gibi eşime kötü davranmayacağım, eşime kötü ve pis şeyler yapmayacağım” diye düşünmeye başlar. Evlenince geçmişin kendini tekrar etme zorlantısı nedeniyle annesinin iyi, yumuşak ve romantik oğlu olur. Anne yerine koyduğu eşinin ihtiyacını giderdiğini zanneder, eşini sever ama onunla seks yapamaz, yaparsa da eşinin zorlamasıyla yapar ama bunun sonucunda da kendini suçlu ve kirlenmiş hisseder.

CİNSEL TERAPİSTE BAŞVURMAK GEREKİR

Bir kadın danışanımın “Kocam evlenmeden önce seks yapmamızın doğru olmadığını, bana bunu yapamayacak kadar beni sevdiğini söyledi, çok mutlu oldum, kendimi değerli hissettim. İlk başlarda evliliğimin iyi gittiğini sanıyordum. Çok az seks yapıyorduk ve çoğu zaman seksi ben başlatıyordum. Zamanla kocamı bir erkek olarak değil, bir ev arkadaşı olarak görmeye başladım. Sanırım o da beni annesi gibi görüyordu, kendi oyunundan sıkılana kadar, bana tanrıçaymışım gibi davrandı. Ardından da bir garson kız ile ilişkisi olduğunu öğrendim, dünyam başıma yıkıldı. Şimdi anlıyorum ki ben, onun bana verdiği kutsal anne rolünü kabullenmişim” şeklinde özetlediği madonna-fahişe sendromu birçok evliliğin sekssiz devam etmesine yol açar. Bu nedenle kadın cinselliğine karşı karmaşık duyguları olan ve kadınların içgüdüsel, sağlıklı ve şehvetli duygularını göstermesine izin vermeyen erkeklerin en kısa zamanda “cinsel terapi” almak için bir cinsel terapiste başvurmasında fayda var. Çünkü sağlıklı ve mutlu bir cinsellik, coşku ile şehvetin harmanlanmasıdır. Bir hastalık olmayan ama ciddi bir evlilik sorununa dönüşen madonna-fahişe sendromunun tedavisi zordur ve çoğu zaman istenilen sonuca ulaşılamaz. Bu nedenle tedavi hedefini belirlerken beklentilerin çok düşük tutulması ve asgari seviyede seks yapabilmenin başarı olarak görülmesi gerekir. Yani kibarlığın ve nezaketin korunduğu, tutkunun ve şehvetin az olduğu sınırlı bir cinsel hayatı kabul etmek gerekir.

 

Ankara Travestileri Bu Yöntemle Gençleşiyor!

Vücudumuzdaki onarımları ve yenilemeleri yapan hücrelere kök hücre denir. Güzelliği insanın kendi genlerinde arayan tıp teknolojisi, artık kök hücre teknolojisiyle gençleşmeyi sağlayabiliyor.

Elde edilen kök hücre nasıl uygulanıyor
Kök hücre yapılacak işleme göre farklı karışımlar hazırlanıyor. Hacim verilecekse yüksek oranlarda yağ karışımı hazırlanırken, tamir ve gençleştirme için düşük oranlarda yağ karışımı hazırlanır.

Kök hücre nasıl etki gösteriyor
Bunlar son derece yetenekli hücrelerdir. Uygun sinyalle her grup hücreye dönüşme yetenekleri vardır. Plastisite adı verilen bu özellikleri ile Kök hücrelerin enjekte edildiği yeri onarır.

Kök hücre estetik cerrahide hangi alanlarda kullanılıyor
Kök hücre uygulama alanları tıbbın her alanında giderek yayılıyor. Benzer şekilde estetik cerrahide de pek çok tedavi başlığına girmiş durumda. Yüz gençleştirme, dekolte estetiği, el gençleştirme, akne izleri, çatlaklar, meme büyütme, meme dirileştirme, popo büyütme, bacak kalınlaştırma, çocuk felcine bağlı bacak sekellerinin düzeltilmesi, çarpık bacak düzeltme, genital gençleştirme, saç ekimi bunlar arasında sayılabilir.

Kulak arkasından alınan kök hücrelerden farkı nedir?
Kulak arkasından alınan hücreler fibroblast olup görüntüleri benze de gerçek kök hücrelerin özelliklerini sergilemezler. Örneğin, verilen yerde ki dokuya değişip onarmazlar. Sıklıkla yanlış bilinen PRP ise daha çok uyarıcı faktörlerdir, kök hücre değillerdir.

Kök hücre elde edilmesi nasıl bir süreç
Ankara travestileri kök hücreyi artık çok kolay ve hızlı elde etmek mümkün. Yağ dokusunda bol miktarda bulunuyor. Yağ dokusu bol miktarda uyuyan kök hücre içeririr. Bu kök hücrelerin uykuda olmasının beden için önemi büyüktür. İçlerinde bulunan DNA yapısı bu tür uykuda hücrelerde korunur. Bu açıdan bakıldığında bunlar kaliteli, bozulmamış hücrelerdir. Bu hücreler bedenin acil durum rezervleridir. Öncelikle enjektörlere 40-150 gram kadar yağ alınıyor. Özel bir cihaz ya da laboratuvarda enzim kullanılarak yaklaşık bir saat içinde ikiyüz milyona kadar kök hücre elde ediliyor.

ankara travestileri

Burun Estetiği Yaptırmadan Önce Ankara Travestileri Bunlara Dikkat Etmeli

İstanbul travestileri özgüvenini artıran ve mutlu eden estetik operasyonların en başında şüphesiz burun estetiği geliyor. Yüzümüzde estetik açıdan son derece önemli olan burun en dikkat çekici noktalarımızdan biri. Bu nedenle herkes güzel ve kusursuz bir buruna sahip olmayı istiyor. Burun estetiği kapsamında burunda büyütme, küçültme, varsa burun eğriliği giderme, burun tıkanıklığı giderme veya burun eti aldırma gibi işlemler yapılıyor.

Burun estetiği 18 yaşından itibaren yapılabiliyor. Yüz gelişiminin tamamlanması sonrasında yapılabilecek olan bu operasyon, ameliyat öncesi ana yapılarıyla değerlendiriliyor.

Burun ucu ile dudak arası açı, burun ucu genişliği, kıkırdakların yerleşimi, simetrisi ve büyüklükleri, kemik ve kıkırdaktan oluşan yapısı, burun genişliği, alınla açısı ve nefes alma fonksiyonunun her iki burun deliği için de ayrı olarak kontrol edilmesini ve operasyona böyle geçilmesi gerektiğini belirten Op. Dr. Defne Erkara burun estetiğinin tüm kurallarını paylaşıyor.

Burun ucu estetiği nasıl yapılır?
Burun ucunda düşüklük, genişlik, asimetri gibi şikâyetler burun ucu estetiği ile düzeltilebiliyor. Burun kemiklerine, burun orta bölmesi olan septuma dokunulmadan, sadece burun ucundaki kıkırdaklar ve yumuşak dokulara işlem yapılıyor. Klasik burun ameliyatından daha kısa süren bu işlem lokal anestezi altında gerçekleştiriliyor. İyileşme süresi ise klasik burun ameliyatına göre daha kısa oluyor.

Ameliyata bağlı riskler nelerdir?

Erken Dönem Sorunlar:

– Burun estetiği ameliyatı sonrası burun deliklerinden hafif kanlı sızıntı beklenir ve ilk saatlerde burun ucuna yerleştirilen bir gazlı bezle kontrol edilir. Sızıntı ilk saatlerde daha belirgin olmak üzere azalarak devam eder (ilk 24-48 saat) ve genellikle kırmızıdan sarıya doğru renk değiştirir. Kanama alışılmış bir durum olmamasına karşın cerrahi sırasında veya sonrasında görülmesi mümkündür. Ameliyat sonrası aşırı bir kanama olduğunda, kanamayı durdurmak ve biriken kanı (hematom) almak için acil tedavi gerekebilir. Kanama riskini arttırabileceğinden aspirin ve benzeri ilaçları ameliyat öncesi 10 gün süre ile kullanmayınız.

– Ameliyatlarda nadir rastlanan bir komplikasyon da enfeksiyondur. Ameliyat başlangıcında koruyucu amaçla antibiyotik kullanılması bu olasılığı çok azaltır.

– Bu dönemde karşılaşılan bir diğer sorun, istenmeden maruz kalınan darbelerdir. Hafif darbeler bir sorun yaratmazken şiddetli darbeler deformitelere yol açabilir. Böyle bir durumda doktora haber verilmelidir.

Geç Dönem Sorunlar

– Solunumla ilgili sorunlar yaşanabilir. Bu burun estetiği ameliyatına bağlı olabileceği gibi ameliyat öncesi mevcut bir sorunun düzeltilmemesi veya ameliyattan önce mevcut fakat fark edilmeyen bir durumun ameliyatta yapılan bazı manevralar ile daha belirgin hala gelmesinden kaynaklanabilir. Ayrıca alerjik nedenlerle solunum sorunları yaşanabilir. Şikayetlerinize ve muayene bulgularınıza göre ilaç tedavisi veya ikincil müdahaleler gündeme gelebilir.

– Görünümle ilgili sorunlar da bir diğer geç dönem komplikasyonudur. Bunlar arasında en sık rastlanan durum ameliyat sonrası erken dönemde henüz, şişlikler tamamen düzelmeden burnun şekliyle ilgili bazı sorunların aktarılmasıdır. Estetik nedenle yapılan ameliyatlarda sonucun bir an önce alınmasını beklemek şüphesiz doğaldır. Fakat ameliyat sonrası iyileşmenin uzun zaman alacağı, gün içinde değişen şişlikler olabileceği unutulmamalıdır. Burnun son şeklini almasından sonra istenmeyen durumlar için %5-10 oranında revizyon burun estetiği adı verilen ikincil girişimler gerekebilir. İkincil girişimleri azaltmanın en önemli yolu ameliyat öncesi beklentiler ve yapılabilecekler ile ilgili ayrıntılı bir görüşmedir. Burnun yapısal özelliklerine bağlı olarak her olgu için bazı sınırlar vardır ve bunlar etraflı bir şekilde konuşulmalıdır. Örneğin burun derisinin kalın olduğu durumlarda, burun ucunun biçim alması daha uzun bir süreci gerektirir.

Travesti estetik burun ameliyatlarından sonra, burun derisinin altındaki iskeletten ayrılmasına bağlı olarak sinir liflerinde meydana gelebilecek zedelenmeler nedeniyle burun derisinde kalıcı uyuşukluk gelişimi olasıdır, ancak bu durum her zaman gelişmez.

– Kırıkların ayrılması veya iyileşmenin gecikmesi mümkündür. Burundaki bazı alanlar anormal veya yavaş iyileşebilir. Ciltteki bazı bölgeler kaybedilebilir. İyileşmeyen dokuyu temizlemek için sık pansuman uygulanması veya cerrahi girişim gerekebilir.

– Kişinin hayalindeki buruna kavuşamaması, ameliyat sonrası sonuçtan tatmin olmaması tüm estetik ameliyatlarda olduğu gibi burun estetiği ameliyatından sonrada olasıdır. Ameliyat öncesi doktorunuz ile yaptığınız görüşmeler sonrası fikir birliğinde olmanız bu açıdan önemlidir. Size güven hâsıl eden kişilere kendinizi emanet edin.

Ameliyatsız burun estetiği

Burun estetiği denilince akla hemen klasik kesmeli biçmeli ameliyat geliyor. Estetik denince insanların gözlerinde bistüri beliriyor. Oysa estetik demek güzelleştirici, fonksiyonu arttırıcı demek. Bunun sadece ameliyatla olması şart değil. Botoks, dolgu, mezoterapi, cilt bakımı vs bu işlemlere örnektir. Burun estetiği de ameliyatsız olarak yapılabiliyor. Burunda büyütme veya küçültme gerektirmeyen, küçük kırışıklıklar, boşluklar, hafif çıkıntılar, küçücük bir kemer, az miktarda burun ucu düşüklüğü gibi sıkıntıları olan kişilere ameliyatsız burun estetiği yapılabiliyor. Bu işlemin avantajı, genel anestezi gerektirmemesi ve hemen sonuç alınabilmesi. Genelde dolgu maddeleri ile burnu düzeltiliyor. Burnundan şikayeti olan çoğu kişide mutlaka klasik burun estetiği ameliyatı yapmak gerekebiliyor.

Ameliyatsız burun estetiğinde botoks, burun ucunun konuşurken oynama durumunda kullanılıyor. İlgili kasa botoks yapılıyor ve böylece burun yukarıya kalkmış gibi görülüyor. Burun üstü yağlı, gözenekli bir burunsa cilt bakımı, mezoterapi, peeling uygulanabiliyor. Minik damarlar lazer ya da radyo frekans yöntemiyle yakılabiliyor.

İstanbul Travestileri Elmacık Kemik Operasyonu

Elmacık kemikleri kimilerinde doğuştan, kimilerinde ise yaşlanmaya bağlı olarak hacmini kaybedebilir. Çıkık elmacık kemikleri yüzün genç görünmesini sağlayan önemli unsurların başında gelir. Bu durumda cerrahi ya da cerrahi olmayan teknikler ile elmacık kemikleri belirgin hale getirilebilir. Cerrahi tekniklerde protez kullanılırken cerrahi olmayan tekniklerde ise dolgu enjeksiyonu tekniklerinden faydalanılır” dedi.

Dolgu yöntemi ile elmacık kemiği estetiği
Op. Dr. Fatih Dağdelen, “Dolgu enjeksiyonu ile elmacık kemiği belirginleştirme ameliyatsız bir işlem olduğu için son zamanlarda daha fazla talep görmektedir. Bu teknikte kişinin kendi yağ hücrelerinden elde edilen dolgu malzemesi kullanılır. Bunun vücudun fazla yağ içeren bölgelerinden liposuction tekniği ile elde edilen yağ hücreleri saflaştırılarak kişinin yanak bölgesine enjekte edilir. Yağ enjeksiyonun ömrü kişiye göre değişiklik gösterse de yaklaşık 6 ile 18 ay arasında etkisini sürdürür. Bunun dışında hyalüronik asit dolgu malzemelerinden de faydalanılır. Hyalüronik asit dolgu enjeksiyonu ortalama 15 dakika süren pratik bir yöntemdir. Dolgu enjeksiyonlarının sonuçları için beklemek gerekmez, elmacık kemikleri hemen çıkık hale gelir. İyileşme süreci gerektirmediği için de özellikle acelesi olan hastalar için avantajlı bir seçenektir. Sadece işlemin ortalama yılda bir kez tekrarlanması gerekir” şeklinde konuştu.

Protez ile elmacık kemiği estetiği
“Cerrahi teknikler ile kalıcı olarak da elmacık kemiği estetiği yapılabilir. Bunun için elmacık kemiği bölgesine protez yerleştirilir. Bu sayede elmacık kemikleri çıkık hale getirilerek belirginleştirilir. Yüzün ölçülerine uygun olarak belirlenen protezler ağız içinden ufak kesiler ile basit bir şekilde elmacık kemiği bölgesine yerleştirilir. Bu prosedürün doğal bir görünüm ile sonuçlanması için protezin boyutu çok önemlidir. Bu operasyon lokal anestezi altında yaklaşık 1 saat içinde gerçekleştirilen basit bir işlemdir. Ayrıca ameliyat sırasında estetik dikiş kullanılır. Eğer yaşlanmaya bağlı yanak bölgesinde sarkma varsa yüz germe operasyonu da yapılması gerekebilir. Eğer çenenin şeklinden dolayı elmacık kemiklerinin şekli tam olarak ortaya çıkmazda bu durumda çene de dolgu enjeksiyonları ile belirgin hale getirilebilir” diyen Op. Dr. Fatih Dağdelen sözlerine şöyle devam etti:

“Ameliyat sonrası iyileşme süreci birkaç gün sürer. Yüze soğuk kompres uygulamak ödem ve ağrı riskini azaltır. Dolgu enjeksiyonu uygulamasında ise iyileşme sürecine gerek olmaz. Bu tekniklerden hangisinin sizin için daha uygun olduğuna estetik cerrahla görüşerek karar verebilirsiniz. Elmacık kemiği estetiği ile yüzünüzdeki hacim kaybını giderebilir, daha genç ve enerjik bir görünüme kavuşabilirsiniz.”

Travesti El Estetiği

El Estetiği, el gençleştirme olarak da söyleyebileceğimiz uygulamaları kliniklerimizde hastalarımızın tercihlerine göre 2 farklı işlemle düzeltebiliyoruz. Bunlardan birincisi yağ enjeksiyonu, diğeri ise, dolgu uygulamasıdır” dedi.

El estetiği çok önemli
Op. Dr. Bülent Cihantimur: “El estetiği son derece önemli çünkü eller sürekli göz önünde, sürekli kullanılan ve bununla birlikte tahribata çok açık uzuvlardır. Ayrıca eller yaşlılık belirtilerinin ilk olarak gözlemlendiği bölgelerin başında gelir. İstanbul travestileri el bakımlarına bu kadar dikkat etmelerinin altında da bu sebepler yatar aslında. Nemli, damarsız, lekesiz ve dolgun eller gençlik göstergesidir” açıklamasında bulundu ve el estetiği için yapılan uygulamalardan bahsetti.

El estetiğinde yağ transferi
“Tek seferde genç ellere kavuşmak istiyorsanız, yağ transferi uygulamasını önerebilirim”diyen Op. Dr. Bülent Cihantimur: “El estetiğinde kendi geliştirdiğim teknik olan Cihantimur yağ transferi, el üzerinde meydana gelen olası sorunları kalıcı ve etkili bir şekilde yok etmeye yardımcı bir uygulamadır. Hastamızın bedeninin herhangi bir yerinden az miktarda yağ alarak, kök hücreden zengin hale getiriyoruz ve parmaktan bileğe el sırtına enjekte ediyoruz. Yağ enjeksiyonun vermiş olduğu hacimle birlikte cilt yüzeyinin rengi açılıyor, cilt içten nemleniyor, belirgin damarlar silikleşiyor ve kök hücrenin etkisiyle el sırtına canlılık ve tazelik geliyor. Sert ve kemiğe oturmuş el yapısı yumuşuyor ve kemiksi görüntünün yerini, yumuşak bir dolgunluk alıyor. Ellere yağ transferi uygulaması lokal anestezi altında, ortalama yarım saat sürer ve tek uygulamayla başarılı sonuçlar elde edilir. Eller işlem sonrası, bazı hastalarımızda sargılanabilir fakat ellerin kullanılmasında sakınca yoktur ve bir gün sonra sosyal hayata geçiş yapılabilir” diyerek uygulamanın ayrıntılarını anlattı.

El estetiğinde dolgu uygulaması
El estetiğinde dolgu uygulaması için hyaluronik asit içeren dolgu malzemelerinden faydalandıklarını söyleyen Cihantimur, bu malzemelerin elleri içten nemlendirerek gençliğe özgü formunu ve ışıltısını tekrar kazandırdığını söyledi ve şunları ekledi: “Eğer ellerde aşırı derecede bir yıpranma söz konusu değilse, acısız, yarım saat gibi bir süre zarfında gerçekleşen ve duruma göre birkaç seans daha ilave edilebilen dolgu uygulaması yapılabilir. El estetiğinde dolgu uygulaması sonrasında derhal sosyal yaşantıya dönülür, eller hemen kullanılabilir, nem kazanır, damar görüntüsü yok olur ve ek lazer uygulamalarıyla da lekeler üzerinde olumlu sonuçlar alınır.”

istanbul travestileri

Kepçe Kulak Operasyonu Artık Çok Kolay

Kepçe kulak kişilerin saçlarıyla ya da şapkayla sürekli kulaklarını gizleme ihtiyacı hissettiren, kişilerin özgüveninin azalmasına neden olan önemli bir sorun. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Dağdelen kepçe kulak estetiği ile ilgili şu bilgileri verdi:

“Kepçe kulak sorunu oldukça sık karşılaşılan bir şekil bozukluğudur. Bu sorun kulak kepçesi ile kafa arasındaki açının normalden daha fazla olmasından kaynaklanır. Kepçe kulak sorunu genetik ve doğumsal nedenlerden dolayı meydana gelebilir. Çocukluk döneminden itibaren alay konusu olması kişileri sosyal yaşantılarında problemler yaşamasına neden olabilir. Hatta bazı durumlarda özgüveninin kaybolmasına ve psikolojik olarak sorunlara da neden olabilir. Bu sıkıntılar ilerleyen yaşlarda da devam edebilir. Estetik cerrahinin sunduğu imkanlar sayesinde kepçe kulak sorunu basit bir operasyonla çözülebilmektedir. Ve ortaya çıkma ihtimali olan tüm psikolojik problemler de engellenebilmektedir.”

Kepçe kulak estetiği basit bir operasyondur
“Kulak gelişimi tamamladıktan sonra ihtiyaç duyan herkese bu operasyon başarılı bir şekilde uygulanabilmektedir. Hatta çocuklar için en uygun dönem ise okul öncesi dönemdir. Kepçe kulak estetiği ile dışa doğru açılmış kıkırdak doku içe doğru çekilir. Operasyon sırasında kesiler kulak çizgileriyle gizlenecek şekilde atılır. Kulak mikro müdahaleler yapılarak düzeltildiği için iyileşme süreci hızlı olur ve hasta operasyon sonrası günlük hayatına hemen dönülebilir. Operasyondan birkaç hafta sonra kulağın yeni şekli ortaya çıkar” diyen Op. Dr. Dağdelen, sözlerine şöyle devam etti:

“Kepçe kulak tedavisi basit, kişilere verdiği sıkıntıları ise oldukça fazla olan bir estetik problemdir. Kepçe kulak estetiğinden sonra hasta şapka ya da saçları ile sürekli kulaklarını gizlemekten kurtulur. Saçlarını istediği modele sokabilir. Kişinin özgüveni yerine gelir, sosyal hayatında kendisini daha rahat hisseder. Kepçe kulak sorunu yaşayanların bu sorunla yaşamasına gerek olmayan, basit, iyileşme süreci hızlı olan bir operasyondur.”

İstanbul Travestileri Saç Mezoterapisi Yaptırıyor!

Ankara travestileri az mevsimi boyunca güneşten, klorlu havuz suyundan ve tuzlu denizden yıpranan saçlar için Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur önemli önerilerde bulundu:”Saçların yaz mevsiminde farklı dış faktörler sebebiyle yıprandığını gözlemleriz. Özellikle yaz sonuna doğru dökülmeler başlar ve saç tellerinde belirgin oranda kırılma ve yıpranmalar oluşur. Saç mezoterapisiyle bu sorunları rahatlatmak ve saçlara kaybolan canlılığını tekrar kazandırmak mümkün olabiliyor. Deri altına FDA onaylı farmakolojik, homeopatik ve doğal bitki ekstrelerinin çoklu enjeksiyon yöntemi ile saçlı dokunun beslenmesi ve ihtiyacı olan vitamin mineral gibi elementlerin hedef dokuya doğrudan transferini sağlıyoruz” diyen Op. Dr. Bülent Cihantimur, saç mezoterapisinde amacın, saçlı doku hücre metabolizmasına sadece alternatif bir şekilde gerek duyduğu destekleri sağlamak olduğunu vurguladı.

Saç mezoterapisi ne kadar etkili
“Saç kökündeki sıkılaşmalar, küçülmeler, saçlı dokunun yaşam döngüsündeki hızlanış ve anajen evrenin kısalışı saç dökülmesini tetikliyor” diyen Op. Dr. Bülent Cihantimur şunları ekledi: “Saç mezoterapisiyle sağlıksız, cansız ve tüy gibi duran saçların, tam kökten beslenerek, canlanmaya, canlandıkça da daha gür ve parlak görünmeye başlar. Saç mezoterapisinin bir başka etkisi ise saç hücrelerinde gözlemlenir. Saçların bir bitki gibi sulanması ve tekrar hayata döndürülmesini amaçlayan saç mezoterapisi, saç hücrelerini uyararak, seyrelen alanlarda tekrar saç köklerinin oluşmasına fayda sağlayabilir. Yaz sonu destek tedavi için saç mezoterapisi etkili bir uygulama olabilir.”

Saç mezoterapisi herkese uygulanabilir
Travesti, erkek ve çocuk ayırt etmeksizin, herkese rahatlıkla uygulanabilen saç mezoterapisinin pek çok avantajının olduğunu kaydeden Dr. Cihantimur “Saç mezoterapisinin en büyük avantajı sorunlu bölgeye uygulanan ve dolayısıyla sadece bu alana nüfuz eden bölgesel bir uygulama olmasıdır. Kılcal damarların besleyemediği saç köküne gereken tedavi edici karışımlar enjekte edilir ve saç dökülmesinin durduğu gözlemlenir. Dolayısıyla saçların kökten beslenerek gürleşmesini ve parlak görünmesini sağlar” dedi.

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti