Travesti ve Travestilerin Mutluluk Anlayışı

İnsan bir ömür boyunca mutlu olma duygusunun peşinde oradan oraya savrulur durur. Oysa mutluluk yolun sonunda değil gittiğimiz yolda bizi beklemektedir. Biz yol boyunca etrafımıza daha dikkatli bakacak olsaydık her anımızı mutlu geçirebilir ve mutluluk denizinde yüzebilirdik.

Daha doğduğumuz gün sanki mutsuz olmaya programlanmış gibi ailemizi, çevremizi kendimize layık bulmayız ve şikayet etmeye başlarız. Biraz büyüdükten sonra ise elde edemeyeceğimiz her şeye göz dikip kendimizi mutsuz edecek hayaller peşinde koşmaya başladığımızdan elimizdekinin kıymetini anlamayız ta ki onları da kaybedene kadar. Hayatı boyunca annesinden ve onu büyütürken yaptığı hatalardan şikayet eden, okul başarısızlığını bir öğretmene yüklemeye çalışan Adana travestilerinden Azra, yakın zamanda annesini kaybetti ve asıl bunun en büyük mutsuzluk kaynağı olduğuna karar vererek yeni bir mutsuzluk konusu buldu kendine. Oysa ne annesi ne de öğretmenleri onun sandığı kadar kötü değillerdi sadece o olayları böyle algılamayı seçmişti.

Mutlu olmak için ilk koşul mutluluğu gerçekten istemekten geçer. Yediğiniz bir lokma giydiğiniz bir hırka için mutlu olabiliyorsanız ve şükrediyorsanız sizi bu dünyada mutsuz edebilecek hiçbir güç olamaz. Örneğin gözünüz görüyor ve kulaklarınız duyuyorsa etrafınızda gördüğünüz manzara, duyduğunuz güzel bir müzik sizi gülümsetebilmelidir.

Başkalarında olup da sizde olmayan şeyler için hayıflanmak yerine sahip olduklarınıza sıkıca sarılmak ve değerlerini bilmek mutlu olmak için önemlidir. Maalesef insanoğlu ulaşamayacağı şeylerin hayalini kurup kendini mutsuz etmenin yolunu her seferinde bulmayı başarır. Oysa sevilmek için değil de sadece sevmenin verdiği hazzı tatmak için sevmeyi becerebilsek her şey çorap söküğü gibi gelecek, karşılık beklemekten iyilik yapmak içimizdeki mutluluğu ortaya çıkaracaktır.

Bu dünya bir sınav yeridir ve sadece bir kez bu sınava tabi tutulur insan, bu gerçek bile kendimiz olduğumuz için bizi mutlu etmeye yetecekken bunu unutup gerçek olmayan sanal alemlere dalarak kendimizden kaçmak şu hayatta mutluluğu yaşamadan ölmek kendimize yapabileceğimiz en büyük haksızlıktır.

“Dünyayı güzellik kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey” diyen bir şarkı vardı. Ara sıra açıp dinlerim ve her seferinde gerçekten sevmenin kendinden bir başka insanı sevmenin gücüne yeniden tanık olurum. Bir arkadaş toplantısında Muğla travestilerinden Ayda, hayatı kaplumbağa kadar yavaş yaşıyorum çünkü hiç acelem yok demişti. Siz de tavşan gibi koşup çabuk yorulmaktan bıkmadınız mı? Lütfen biraz yavaşlayın ve yürüdüğünüz yollardaki güzellikler bakın eminim sizi mutlu etmek için bekleyenleri göreceksiniz.

travestitravestiler