Travesti Helal Kazanç

İstanbul travestileri yeni bir olaya daha imza atmak üzereler ilk önce but trans güzellik yarışması ardından LGBT misafir hanesinde kalan kader arkadaşlarına yardım kampanyası daha sonra cinsel kimligini kabul etmemiş lakin adanada hayatını gururla devam ettiren ayakkabı boyacılığı yapan travesti arkadaşlarına yardım ederek her geçen gün yardım ellerini uzatan istanbul travestileri. Bu olayla da  kalmayan travestiler şimdide yardım için kendi aralarında kıyafet defilesi düzenlemek üzere harakete geçtiler. Ama en önemli projeleri ise Adana’daki kader arkadaşlarına destek vermekti.

İstanbul’da uzun yıllar zorla fuhuş yaptırılan ve daha sonra satıcılardan kaçarak fuhuşa tövbe eden travesti Adana’da ayakkabı boyacılığı yaparak geçimini sağlıyor.

İstanbul’da 30 senedir zorla fuhuş yaptırıldığını iddia eden 40 yaşında olan Ü.A. isimli travesti, satıcılarından kurtulduktan sonra fuhuş yapmaya tövbe edip geçimini Adana’da ayakkabı boyacılığı yaparak sağlamaya başladı.
Etrafındakilerin saldırıları yüzünden hala hayata tutunamadığını ifade eden Ü.A., onuruyla para kazanmak için mücadele ettiğini belirterek, “Ya benim ekmeğimi burada verin veyahut kabrimi burada kazın. Başka rastgele bir şey istemiyorum” diye konuştu.

BABASI VE AĞABEYİ, ANNESİNİ ÖLDÜRDÜ
Çok küçük yaşlarda gözlerinin önünde babası ve ağabeyinin annesini öldürmesiyle ilk travmasını yaşayan Ü.A. (40) ilerleyen senelerde üvey annesinin, beraberindeki kardeşiyle birlikte haneden kovmasıyla hayatının dönüm noktasına girdi. Ü.A., 10 yaşından bu yana erkeklere zorla pazarlandığını vurgulayarak daha sonra değişik operasyonlarla travesti kimliğine büründüğünü anlattı. Ü.A., bu süreci “Kardeşimle birlikte aç kaldık. Bir insandan ekmek istediysek kesinlikle karşılığını istedi. Ne geldiyse tanıdıktan geldi. Bir kere girmiş olduk, battıkça battık” tümceleriyle beyan etti.

“Fakat şükürler olsun artık helal para kazanıyorum” diyen Ü.A., gördüğü düşle hayatında yine bir dönüm noktasına girdiğini ve İstanbul’da kendisine zorla fuhuş yaptıranları 30 sene sonra nasıl atlattığını şöyle anlattı:

“Geriye baktığımda pişmanım. Fuhuşa tövbe ettim ve bir yıldır bıraktım. Düşümde bir birahanedeyiz, önümde de bir ayakkabı boyası sandığı var. Polisin birisi geldi, ‘Sen arkama geç’ dedi, ‘Ne olursa olsun, helal ekmek kazandığın sürece ben seni savunurum’ dedi. Ondan sonra tövbe ettim. İstanbul’da çalışmayı bıraktıktan sonra beni 3 kişi öldürmeye kalktı. ‘Allah’ım sen beni savun’ dedim. 3 kişinin elinden bıçak düştü, Allah korudu beni. İstanbul’da can vermesem katil olacaktım, Adana’ya geldim. Neler neler yaşadım, İstanbul’u ayrıldım.”

“YÜZÜME TÜKÜRÜP HAKARET EDİYORLAR”
İstanbul’dan Adana’ya 5 gün önce geldiğini belirten Ü.A., Adana’ya gelme sebebinin sıcak abuhavası ve Adanalıların cana yakınlığı olduğunu ifade etti. Yalnız başına hayatını sürdürdüğünü ifade eden Ü.A., şehirte herhangi bir LGBTİ topluluğu tanımadığını da sözlerine ilave etti. Karşılaştığı insanların sandığı gibi cana yakın olmadığından yakınan Ü.A., cadde ve sokaklarda ayakkabı boyacılığı yaptığı vakitlerde aşağılanmalarını, yaşadığı taciz ve zorlukları şöyle anlattı:

“Bir şey yapıyorlarsa mutlaka karşılığını istiyorlar. ‘Sandığı bırak akşam kebap yiyelim, rakı içelim’ diyorlar. Söyledikleri işi yapmadığımı anlatıyorum. Helal ile haramı karıştırmam. Yapmadıklarını bırakmıyorlar. Sandığıma tekme atıyorlar, yüzüme tükürüp hakaret ediyorlar. Geldiğim günden bu yana bu işi takdir eden ya vardı ya yoktur. Güzel insanlar zati güzel fakat karşılaştığım kişiler 4-5’i geçmez.”

“HELAL PARA KAZANMAK EN GÜZELİ”
“Helal bir ekmek yapayım, bu memleketten gideyim” niyetiyle geldiği Adana’dan İstanbul’a tekrar geri dönmek istemediğinin vurgulayan Ü.A., şöyle devam etti:
“Para buldukça otelde kalıyorum, bazen kalamıyorum; sabaha kadar dolaşıyorum. Ne hane bulabildim ne bir şey. Ayakkabısını boyayacağım insanlar ücretini beğenmiyor, ‘Başka yerde 1 lira’ diyor.

‘Yok’ desem bu sefer aç kalacağım, ne yapayım? Kurda kuşa yem etmesinler bu saatten sonra. Helal para kazanmak en güzeli. Herkese kısmet olur allahın izniyle. Tövbe edip bıraktıktan sonra bu şekilde en güzeli. Huzurla uyuyorum. Huzurla yatıp huzurla uyanıyorum. Adanalılar’dan rica ediyorum. Ya benim ekmeğimi burada verin veyahut benim kabrimi burada kazın.”