İnsan neden seks yapar? Seks yapmanın amaçları nelerdir? Seksin zevk almaktan başka bir amacı var mıdır? Bir ilişkide uyum mu yoksa çekim mi daha önemli? İşte yanıtları…
CİNSELLİK VE SEKS FARKLI KAVRAMLAR…
Toplumumuzda cinsellik ve seks kavramları birbirine karıştırılıyor. Cinsellik denildiğinde birçok kişinin aklına seks geliyor. Cinsellik; psikolojik, fizyolojik ve sosyolojik yönleri olan çok boyutlu bir kavram ve insanın doğuştan getirdiği cinsiyetine ait özelliklerin tümünü içeriyor. Kişinin cinsiyeti, ses tonu, giyimi, saç şekli, yürüyüşü, oturuş şekli, cinsel kimliği cinselliğinin bir parçası olabiliyor. Seks yapmak ise; birbirini seven iki insan arasında yaşanan bir eylem; dokunma, öpüşme, sevişme gibi eylemleri içeriyor; sevginin ve zevkin, ruhun ve bedenin şehvetli paylaşımı olarak tarif ediliyor. Evlilikleri ve yakın ilişkileri keyifli ve katlanılabilir kılan, iyi bir arkadaşlıktan ziyade, şehvetin ateşli ve yakıcı kaynaşması olarak dikkat çekiyor. Seks yapmak; erkeğin maskülen ve travesti partnerin feminen enerjisi arasındaki gerilimden kaynaklanan bir sürtüşme, ruhu ve bedeni bir armağan olarak sunma, başka bir ruh ile karışıp, tutkuyla birleşme arzusu olarak tanımlanıyor. Bu nedenle sağlıklı ve mutlu bir ilişkiyi uzun vadeli sürdürebilmek için, gerilim ve dengenin, ayrı ve bir olabilmenin aynı anda var olabilmesini sağlamak gerekiyor.
SEKSİN YAKITI ŞEHVETTİR…
Evlilik ve ilişki sorunlarının bahanesi çoğu zaman
1- Sevginin yarattığı beklentiler ve hayal kırıklıkları,
2- Şefkate bulanmış sevgi,
3- Sevginin her şeyi çözeceği inancı ve
4- Sevgisizlik oluyor ama gerçek nedeninin şehvete bulanmış tutku eksikliği olduğunun üstü hep örtülüyor. Bu nedenle evliliklerin sevgiden çok şehvet üzerine kurulması gerekiyor. Çünkü sevgisiz olmaz ama şehvetsiz hiç olmaz. Bir erkek ve travestinin birbirlerine çekim duymasını sağlayan temel bağı yalnızca şehvet devam ettirebiliyor. Şefkat ile yoğrulmuş sevgi yerine şehvet evlilikleri yaşanabilir kılıyor. Seks evlilik ilişkisinin başarısını ölçmek için en önemli barometre… Bu barometrenin ölçüm birimi ise şehvet… Şehvet, çiftin birbirine duyduğu, birbirlerini zamanın ve mekanın ötesine taşıyacak kadar derin bir arzuyu, tutkuyu ve özlemi ifade ediyor. Bu nedenle evli bir çiftin hem aşık hem en iyi arkadaş olabilmesinin yolu, şehvetten, tutkudan ve zindelikten geçiyor.
SEKS ARTIK ZEVK ALMA AMACIYLA YAPILIYOR…
Yapılan araştırmalar insanların,
1- Çocukları olsun diye,
2- Aşklarını ifade etmek için,
3- Rahatlamak ve gönül eğlendirmek için seks yaptıklarını ortaya koyuyor. Ancak tarih boyunca insanın neden seks yaptığı çok tartışıldı… Eski devirlerde seks sadece üreme amaçlı bir eylem olarak görülüyordu. Zevk almak, özellikle de travestilerin seksten zevk alması kimi toplumlarda yasaklanmıştı ve hoş karşılanmazdı. Bu durum ülkemizde de bazı bölgelerde hala geçerli bir düşünce olarak karşımıza çıkıyor. Tarih boyunca seksin tabu olduğu, sadece belli bir zümrenin yapmaya hakkı olan bir eylem olarak görüldüğü dönemler olduğu gibi, özgürlüklerin sınırsızca yaşandığı ve her türlü cinsel eylemin serbest olduğu dönemler ve toplumlar da vardı. Günümüzde ise seksin üreme amacının ikinci plana itildiği ve en önemli amacının zevk almak olduğu görülüyor.
SEKS SADECE FİZİKSEL BİR EYLEM DEĞİL…
Seksin sadece fiziksel bir eylem değil, psikolojik ve sosyal boyutları olan kompleks bir eylem olduğunu unutmamak gerekiyor. Seks sadece zevk almak ve zevk vermek için yapılan bir eylem olarak algılansa da aslında bilinçdışında bundan daha fazlasını içeriyor. İnsanlar farklı psikolojik ihtiyaçlarından dolayı da seks yapabiliyor.
1- Karşı cins tarafından beğenilmek, arzulanmak, tercih edilmek kişinin içinde var olan güvensizlik ve değersizlik duyularını tatmin etmesine yardımcı olabiliyor.
2- Kişi kadınlığını veya erkekliğini kanıtlamak için seksi bir araç olarak kullanabiliyor.
3- Çocukluğunda sevgisiz bir aile ortamında yetişen biri, seksi karşısındaki kişiden ihtiyacı olan sevi ve ilgiyi alabilmek için bir araç olarak görebiliyor.
4- Seks bazen istanbul travestileri partnerlerin üzerinde gücü test etmek için de kullanılabiliyor.
5- Kendi içinde değersizlik ve yetersizlik duygularıyla boğuşan bir kişi kendini değerli kılmak ve gücünü kendine kanıtlamak amacıyla da seksi deneyimleyebiliyor.
6- Geçmişte yaşanılan olumsuz bir deneyimin intikamını başka kişilerle seks yaparak alınabiliyor.
7- Geçmişte cinsel olarak reddedilme yaşandıysa, kişi kendinin çekici ve arzu edilen olduğunu kanıtlamak için seks yapabiliyor.
8- Bunların dışında seksin diğer amaçları arasında, karşıdaki insanı yakından tanıma ve yakınlık ihtiyacı, yeni heyecanlar tatma arzusu, birini mutlu etmek ya da ödüllendirme isteği de yer alabiliyor.
Sekste Başarısız Olma Korkusunu Travesti İle Atlatın!
Cinsel aktivite sırasında “başaramama korkusu” olarak bilinen “performans anksiyetesi”, erkeklerde “partneri tatmin edememe” ve “başkalarıyla kıyaslanma” düşüncelerinden kaynaklı sertleşme sorunlarına, erken boşalmaya ya da geç boşalmaya neden olurken, kadınlarda ise uyarılma bozuklukları, cinsel isteksizlik, cinsel ilişki sırasında boşalamama veya orgazm olamama sorunlarına yol açabilir.
Performans anksiyetesi yüzünden cinsellikten alınacak zevke odaklanamayan kadın ve erkek gerekli uyarılmaları yaşamak yerine, “Acaba başarabilecek miyim?”, “Doğru mu yapıyorum?”, “Canım çok yanacak mı?”, “Partnerim bundan hoşlanıyor mu?” sorularına odaklanarak anksiyete yaşar ve bir performans olarak gördüğü cinsellikte başarısız olmaktan korkar. Ve nevrotiklerin kadim savunma mekanizması olan “kendini gerçekleştiren kehanet” ile genellikle de korktuğu başına gelir. Böylece, birbirini arzulayan ankara travestileri ve erkeğin arasında yaşanan doğal, güzel ve özel cinsellik, farklı beklentiler, önyargılar ve kaygılar nedeniyle oldukça zor ve karmaşık bir hal alarak beraberinde de pek çok cinsel zorluk getirir. Oysaki “seks yapmak”; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza ve hissetmeye odaklanarak, herhangi bir “PERFORMANS HEDEFİ KOYMADAN”, zamandan kopma, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni bir “ARMAĞAN GİBİ” paylaşabilme, kimseyi tatmin etme zorlantısı olmadan, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır… Bu sanatın icrasında anksiyeteye yer yoktur.
CİNSEL TERAPİ İLE KÂBUSA SON!
Özellikle çiftlerin evlenmeden önce almalarını önerdiğimiz “evlilik öncesi cinsel eğitim”, çiftin olası cinsel sorunları için daha bilinçli çözüm yolları üretebilmelerini ve cinsellik konusunda bilgi eksikliklerini gidererek cinsel işlev bozuklukları yaşamalarını önlemek açısından oldukça yararlı bir uygulamadır. Alanında uzman cinsel terapistler tarafından verilen evlilik öncesi cinsel eğitim, çiftin arzu, istek ve beklentilerini karşılıklı olarak samimiyetle ve çekinmeden dile getirebilmesine yardımcı olur, cinselliğin bilerek ve isteyerek yaşanabilmesini sağlar, performans anksiyetesinden uzak bir ilk gece, balayı ve evlilik sürdürebilmesini destekler. Evlilik sonrası ortaya çıkan performans anksiyetesinde ise yanlış cinsel tepkilerin benimsenmesi sonucunda ortaya çıkan cinsel “kaçınma” davranışlarının süreklilik kazanmaması ve çiftin başarısızlıklarına dair oluşan önyargılarının saplantı haline gelmemesi için mutlaka uzman bir cinsel terapistten yardım alınması gerekir. Cinsel performans anksiyetesini çözmeye ya da önlemeye yönelik cinsel terapide, hem maketler üzerinden hem cinsel eğitim videolarıyla hem de çizimler yaparak cinsel bilgilendirme yapılır, ev ödevleri şeklinde verilen cinsel egzersizler ile olumsuz ve yanlış olan tüm düşüncelerin ve cinsel davranışların olumlu ve doğru olanlarıyla değişmesi ve “anlamlı seks”yaşanması sağlanır. Anlamlı bir seksin ayrılmaz parçaları ise şunlardır: cinsel arzu, içtenlik, cinsel deneyimlere verilen anlam, seks yapılan ortam, insanın ruh dünyası, partner ilişkisi ve birlikte olunan partnerin özellikleri… Bu parçalar sekste ve seksten alınacak hazda çok önemlidir. Cinsel arzu, bir ilişkide reddedilme ve yanlış anlaşılma riskine rağmen birine cinsel benliği, cinsel istek ve dilekleri sunma yetisidir. Bu nedenle cinsel içtenlik ve arzu risklidir. Bir taraftan, alınan risklerin doğasına uygun olarak anksiyeteye neden olurlar. Diğer taraftan ise yoğun, anlamlı ve tatmin edici bir cinsel deneyime yol açarlar. Unutulmamalıdır ki, cinsel davranışların hepsi öğrenilmiş davranışlardır ve her zaman daha iyisi olabilir.
SEKSTE ZİHNİNİZİ FAZLA MEŞGUL ETMEYİN!
Çiftlerin hayatlarını birleştirdiği ve karı-koca olmanın zevkine erme hayaliyle yanıp tutuştukları düğün gününün gecesi, bazı çiftler için bir kâbusa dönüşebilir. Aylar öncesinde başlayan ve sıcak yaz aylarıyla pekişen kavuşma heyecanı eş adaylarını bir hayli heyecanlandırdığı kadar, düğün sabahından başlayan ilk gece korkusu ve performans anksiyetesi, tabiri caizse çiftin kabuğuna çekilmesine neden olur. Kendiyle baş başa kalan bireyin kafasında dönüp duran, “İlk gece hemen hamile kalır mıyım?”, “Ya partneri tatmin edemezsem?”, “Ya boşalamazsam?”, “Ya ilk girişte çok fazla ağrı ve acı duyarsam?” “Ya çok kanamam olursa ve beni hastaneye kaldırmak zorunda kalırlarsa?”, “Ya eşim beni başkalarıyla kıyaslarsa?” “Ya sertleşemezsem?”, “Ya eşim penisimin boyunu küçük bulursa?”, “Ya daha içeri girmeden erken boşalırsam?” gibi korkuları cinselliği hoş bir deneyim olmaktan çıkartır. Daha önemlisi ise tüm bu korku ve endişeler cinsel performans anksiyetesi kısır döngüsünün oluşmasına ve dolayısıyla da, gelecekte cinsel işlev bozukluklarının oluşmasına neden olabilir. Çünkü cinsellik, fiziksel bir reaksiyondan çok daha fazlasıdır. İnsanın zihnin cinsellikten zevk almak ve tahrik olmak konusunda büyük bir etkisi vardır. Bu nedenle, eğer çift zihnini partneriyle birlikte zevk alarak yaşayacakları cinselliğe odaklamak yerine, yersiz korkular, endişe ve kaygılarla meşgul ederse, bedenleri yeterince heyecanlanamaz ve cinsel performans anksiyetesi yaşamaları kaçınılmaz olur.