Siz de fark etmişsinizdir; eğer çalışıyorsanız ve kilonuzu kontrol altında tutmaya çalışıyorsanız, ikindi saatlerinde alarm zilleri çalmaya başlar. Öğle yemeğinden üç dört saat sonrası, iştahla mücadelenin en zorlu dönemdir. Bu saatlerde gerek yoğunluktan, gerek günün sonu ve uzun bir süre olmasından iştahın ciddi bir şekilde açılması doğaldır. Beslenme programımızda gerekli ayarlama yapılmadığında ve ikindi öğünleri tatlıya bağlanmadığında bu durumlar bizlere tartıda endişe dolu zamanlar yaşatır. Ve bir süre sonra kıyafetlerimizle bedenimiz arasında bir uçurum oluştuğunu görürüz.
İştah, sağlık ve moral göstergesidir. Sağlıklı ve mutlu travesti partnerin iştahı genelde dengeli olur. İştahınızın fazla açık ya da fazla kapalı olması istenmeyen, sağlıksız bir durumdur. Kilo sorunu olanlar için, iştah, bazen, mücadelenin aslı bitmediği bir düşman olabiliyor.
Peki öğleden sonra ofiste hem iştahımızı bastıracak, hem de kilo almamızı önleyecek şekilde beslenebilir miyiz? Tabii ki! Beslenme tarzımızda yapacağımız ufak değişiklikler ile iştahımızı dengelememiz ve ona söz geçirmemiz mümkün. Böylece ofiste ikindi öğünlerini kabusumuz olmaktan çıkarabiliriz.
İkindi öğünlerinden kilo alarak çıkmak istemiyorsanız, işte size öneriler!
BOL SU: Öğün öncesi ve gün içerisinde mümkün olduğunca çok su içmek, iştahınızın azalmasına yol açar.
BOL SALATA: Öğünlerle birlikte bol salata yemek ve salatalarınıza yağ ve sirke ilave etmek sizi tok ve sağlıklı kılar.
AZ VE SIK: İştah, düşen kan şekeri ile birlikte artar. Az ve sık beslenerek kan şekerinizi dengeleyebilir ve iştahınızı kontrol altına alabilirsiniz. Günde 3 ana 3 ara öğün şeklinde beslenmek kan şekerinin dengeli yükselip alçalmasını sağlar. İkindi öğünlerinde tehlikeli iştahlardan kurtulmuş oluruz.
DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKS: Yüksek glisemik indeksli besinler kan şekerini hızla yükseltir ve hızla düşürür. Bu durum da canınızın birden tatlı çekmesine neden olabilir. Bu duruma maruz kalmamak için, beyaz un ve beyaz şekerle yapılan yiyeceklerden mümkün olduğunca kaçının.
ZAMANINDA ÖĞÜN: Öğün atlamak iştahınızın dengesini bozan en tehlikeli durumdur. Çünkü öğün atlandığında, uzun süre aç kalmış oluruz. Buna bağlı düşen kan şekeri hem metabolizmamızı yavaşlatır, hem de iştahımızı anlamsız bir şekilde arttırır. İştahınızı dengelemek için öğün saatlerinizin arasını 2–3 saat olacak şekilde ayarlamalı ve gün içerisinde 4 saatten uzun aç kalmamalısınız.
YAVAŞ YEMEK: Yemeğinizi çok iyi çiğneyerek ve tadına vararak yemelisiniz. Hızlı yemek yemek iştahın tetiklenmesine yol açar. Çünkü tokluk sinyalleri beyine 20.dakikadan sonra ulaşmaya başlar. 5–10 dakikada sofradan kalkmanız iştahınızın bir süre sonra sinsice kabarmasına yol açacaktır. Yemeklerinizi yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek tüketin.
POSA KAYNAKLARI: Posalardan yani liflerden fakir bir beslenme tarzı hem tokluk sürenizi kısaltır hem de kan şekerinizin daha kısa sürede düşmesine yol açar. Bu nedenle kurubaklagil, sebze ve meyve gibi posadan zengin besinleri öğünlerde tüketmeye özen göstermelisiniz. Posadan zengin bir diğer kaynak ise tam tahıl ürünleridir. Beyaz ekmek yerine tam buğday veya tam çavdar ekmeği tüketmeniz iştahınızı dengelemenize yardımcı olacaktır.
Travesti Aç Kalmadan Zayıflamalı!
İstanbul travestileri ideal bedene sahip olmak için aslında en önemli etkenin beden aklı olduğunu kaydeden Dr. Özgönül, “Beden aklı ile zayıflama tedavisinde, sizi zayıflatmıyoruz. Hastamıza, bir liste vermiyoruz. Sadece doktorların annelere yaptığı tavsiyeleri yapıp gerisini doyana kadar 3 öğün beslediğimiz bedenimizin aklına bırakıyoruz. Kendiliğinden ideal bedene ve ideal kiloya dönüyor. Zaten sizin olan ideal bedene nasıl ulaşabileceğiniz konusunda size rehberlik yapıyoruz. Bu rehberlik işimizde pusulamız sizin iştahınız, yardımcılarımız doyana kadar yediğiniz besleyici yemekler oluyor.
Size ne yediniz ve ne kadar yediniz diye sormuyoruz. Yedikten sonra ne hissettiğinizin önemini anlatıyoruz. Beden aklı ile zayıflama tedavisini hızlandırmak için Karboksipunktur yöntemini de uyguluyoruz. Bu yöntem ile de daha hızlı kilo veriliyor. Karboksipunktur, akapunktura benzer bir uygulama. Her iki kulak kepçesi, çene altı ve el bileklerin ön yüzündeki özel noktalardan cilt altına 1-2 cc lik oksijen ve karbondioksit gazı verilerek yapılıyor. Karboksipunktur uygulamasında vücudun daha hızlı yapılandırmaya geçebilmesi için, endokrin sistem bütünüyle uyarılıyor ve bağ dokusunun tamiri ve vücudun sıkılaşıp küçülebilmesi için gerekli olan besinlerin emilimine yardımcı olmak için, sindirim sistemi uyarılıp gerekli sindirim enzimlerinin salgılanması sağlanıyor. Bu iki uyarı ile vücudumuz daha hızlı küçülüp daha hızlı kilo veriyor. Ve son olarak ”Asla ben kilo veremiyorum düşüncenizi aklınızdan çıkarın.” ideal kiloya ulaşmak aklınızdan geçiyor bunu unutmayın!” dedi.