İzmit kent merkezinde oturan ama aslen Elazığ`lı olan ve hayatını Buse adında bir travesti olarak sürdüren bir insanın başından geçen bazı olayları toplumun bilinçlenmesi için paylaşmak istedik. Buse`nin bize anlattıkları, toplumumuzun bu konu da yetersiz bir bilgi birikimine ve çok sert bir önyargıya sahip olduğunu ortaya koydu.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Turizm Otelcilik mezunu genç bir delikanlı iken cinsel tercihlerinin kendisini nasıl farklı bir yola ya da yöne götürdüğünü dile getiren Buse, bundan kimseyi sorumlu tutmuyor. Ancak bir kaç yıl mesleğini yapabildiğini fakat cinsel tercihi nedeniyle sebepsiz yere işten atıldığını ve aslında yaşadıklarının Mobing (işyerinde taciz) olduğunu mahkeme de ispatlaması sonrası kazandığı tazminat ile birikimlerini birleştirerek İzmit`ten bir ev satın aldığını anlattı.
Homoseksüeller sokağa itiliyor…
Toplumun homoseksüellik konusunda fazla bilgisi olmadığını ve çok kesin önyargılara takılıp kaldığını düşünen Buse, “Bakın bu toplum bizleri içlerinde yaşatmamayı kafasına koymuş ve bizim en azından hayatta kalmamız için gereken parayı bir işte çalışarak kazanmamıza da engel oluyorlar. Böylece homoseksüeller sokağa ve fahişelik yapmaya itiliyorlar. Hem bizi istemiyorlar ama aynı toplumun ferdi olan bazı hemcinslerimiz ise bizimle birlikte olmaktan çekinmiyorlar. Ve bunun için bize yüklü paralar ödedikleri gibi aşık ta olabiliyorlar. Bu durumda bizi bekleyen acı son, ne yazık ki sokaklarda fahişelik yapmak oluyor” şeklinde çok kesin açıklamalar dile getirdi.
Buse, “Bize karşılar ama Osmanlı`da bile vardık”
Her ülkenin kanayan bir yarası gibi görüldüklerini ama aslında Osmanlı zamanında bile var olduklarını üstüne basa basa belirten Buse, “Bizi yok sayamazlar” diyor. Tabii ki böyle olmayı kendisinin istemediğini fakat içindeki dürtülere göre hareket ettiğini açıklayan Buse, “Ben çocukken evcilik oynardım. Beni hemşire yaparlardı. Anlayın nasıl bir erkek çocuktum. Bu durumda ilk gençlik yıllarımda kendimi tanımaya başlarken, benliğimin değişik olduğunu fark ettim. Kızlarla kız kıza eğlenip, erkeklere ilgi duyuyordum. Bu durum daha sonraki dönemlerde daha fazla su yüzüne çıktı. Askerliği mi de yaptım. Ama çok uzun süreli olmadı. Tard (Uzaklaştırma) edildim. Erkek görünümümün altında bir kadın yattığını anlar anlamaz yaşantım da buna göre yeniden şekillendi. Ama bazı erkeklerde bu durumdan sonuna kadar yararlanmayı bildiler” dedi.
Avrupa`da kimsenin bizlerin cinsel tercihi ilgilenmediğini biliyorum
“Bakın medeni ve gelişmiş toplumlarda kimsenin bizler gibi yaşamak durumunda olan kişilerin cinsel tercihleri ile ilgilenmediklerini biliyorum” şeklinde Avrupa”yı örnek gösteren Buse, “Sadece geri kalmış toplumlarda homoseksüellerin itilip kakıldığını ama Hindistan, bazı arap ülkeleri, bazı Afrika ülkeleri gibi ülkelerde genelevlerde çalışanların fahişelerin yarısına yakını hemcinslerimden oluşmaktadır. Hem bizleri istemiyorlar hem de ayrı toplumun erkekleri dizlerimizin dibinden ayrılmıyorlar. Bu durumda ikircikli davranmayı seçiyorlar. Bizler varız ve var olmaya da devam edeceğiz. Bakın bizler aslında saldırgan insanlar değiliz. Çoğumuzun barışçıl karakterleri var. Ama bize saldıran, soyan, paralarımızı çalan, tecavüz eden insanlar var. Bunlar sizin aranızda yaşıyor. Bizim aramızda değiller ve zaten barınamazlar. İşte sokakta çalışan ve fahişelik yapan homoseksüeller ve travestiler kendilerini korumak için bazen aşırıya kaçsa da saldırgan tavırlar sergileyebiliyorlar.
Bunun için kimse bizi suçlamasın lütfen. Bizler kadın fahişeler gibi toplumun emniyet sübaplarıyız. Biz kadın ve erkek fahişeler olmasak toplumdaki cinsel suç oranları tavan yapardı. Hiç düşünebiliyor musunuz? Çocuklarınıza, kızlarınıza, evlatlarınıza ya da torunlarınıza tecavüz eden birileri çıkmayacak mı sanıyorsunuz? O zaman ne yapardınız? Kimi bulup kimi öldürmeyi düşünürdünüz? Ama bizler sokak ortasında vurulabiliyor ya da bıçaklanabiliyoruz. Birde üstüne üstlük bize bu işleri zorla yaptıran ve paralarımızı elimizden alan hemcinslerime ne demeli. O paralarla çocuklarını okutan, anası ölünce mevlid okutanlar bile çıkıyor.
İşte ben böyle bir toplumda travestiyim diyebilecek cesarete sahip biriyim. Evim var ve evimde fahişelik yapıyor ve topluma zarar vermiyorum. Kimseleri kırmıyor, kimselerin ah`ını almıyorum. Kimsenin parasını elinden zorla almıyor ve kimsenin günahını da almıyorum. Yeri geliyor Ramazan Ayı`nda oruç tutup, Kurban`da kurban kesip fitre ve sadakalarımı dağıtıyorum ve ihtiyaç sahiplerine de gıda bile dağıtıyorum. Bütün bunları kim biliyor da beni suçlayabiliyor? Bende sizler gibi insanım ve insanca yaşamak istiyorum.
Kendimi kadın olarak görüp sessiz sedasız yaşayıp, sessiz sedasız ölmek istiyorum. Benim günahlarım beni ilgilendirir. Benden başka hiç kimse benim günahlarımı çekmeyecek ya da sevaplarımı Allah`tan başka kimseler bilmeyecek. Bizi kendimizle baş başa bırakın ve aslında herkes önce kendi yaşantısını düzeltsin. Biz düzeltme sıralamasının belki de en sonlarındayız” şeklinde konuştu.