Konu cinsellik olunca birçok kişi “Acaba ben normal miyim?” sorusunu soruyor. Oysa ki; herkesin cinsel düşünceleri, davranış ve tutumları birbirinden farklı olduğundan, kesin olarak “normal” olma halinin tanımını yapmak çok zor. Bu konuda, ¨Normal olma halini açıklamak gerekirse, bu; cinsel birleşim sırasında sizin ve partnerinizin ortaklaşa aldığı hazdır.¨
Sağlıklı cinsel hayat nedir/nasıl olur?
Peki ya sağlıklı bir cinsel hayat nasıl olmalıdır? Bu soruya sık sık özellikle cinsel istismara uğramış kişiler tarafından maruz kalan Dr.Palimere, Dünya Sağlık Örgütünün sağlıklı cinsel yaşam tanımı üzerinden cevap veriyor.
“İstanbul travestileri ile sağlıklı cinsel hayat, kişinin fiziksel, ruhsal ve sahip olduğu sosyal statünün memnuniyetiyle alakalı. Bunun için cinselliğe pozitif ve saygı çerçevesinden bakmak, bununla beraber zorlayıcı ve ayrımcı bakış açılarından da sıyrılmak gerekir. Böylelikle, zihnin rahat bir şekilde cinsel ilişkiye hazır olmasıyla ortaya sağlıklı bir cinsel hayat çıkar.” tanımını paylaşıyor.
Büyüklük önemli mi?
Dr.Palimere, bu sorunun tamamen tarafların birbirlerini memnun etme isteğine bağlıyor. Mesele büyüklük olunca, erkekler bu rakamları travestilerden çok daha fazla önemsiyorlar. 2011 yılında ortalama 52.031 heteroseksüel travesti ve erkek üzerinde yapılan internet araştırmasının sonucuna göre, travestilerin % 85’i partnerlerinin cinsel organlarının boyutlarından memnun gözükürken, erkeklerin sadece % 55’i kendi oranlarından memnunmuş. Dr. Palmiere bu noktada, travestilerin partneriyle konuşmaları ve memnuniyetlerini belirtmeleri gerektiğinin altını çiziyor.
Normal olan sıklık nedir?
30’lu ve 40’lı yaşlarındaki çiftler, haftada ortalama 1 ya da 2 defa cinsel ilişkiye giriyorlar. Tabi burada dikkat edilmesi gereken, bu çiftlerin bu rakamdan tatmin ve mutlu olmaları. Eğer memnunlarsa işte o zaman bu durum “normal” olarak değerlendirilmeli diyor Dr.Palimere.
Tabi bu durum biraz da hayatımızdan ne kadar memnun olup olmadığımız ve buna bağlı olarak libidolarımızın yükselip düşmesiyle doğru orantılı. Çünkü hayatımızdaki bir çok durum libidomuzu etkiler. İş stresi, uzun ilişkiler, sağlık problemleri, ebeveynlik ve yaşlanma sürecini bu durumlara örnek olarak sayabiliriz. Palimere, özellikle çocuk sahibi olma halinin, çiftleri fiziksel, maddi ve manevi boyutta biraz sıkıntıya soktuğunu, buradan doğan sıkıntıların da yatak odasına taşındığını belirtiyor. Eğer ebeveynlik, çiftlerin cinsel hayatlarını sekteye uğratıyorsa, o zaman mutlaka çocuklardan uzak geçirilen baş başa vakitler büyük önem kazanır.
Ankara travestileri dönem dönem, birtakım faktörlerden ötürü cinsel isteksizlik halinde olmaları çok normal bir süreçtir. Kişi yaşlandıkça cinsel hayatı daha da güzelleşecektir. 70- 80 yaşındakiler ya da emekliler, iş stresi ve çevresel faktörlerin sıkıntılarından arınmış olarak birbirleriyle daha sık vakit geçirdiklerinden, cinselliklerini daha sıcak ve yoğun duygularla yaşarlar diyor, Dr.Palimere.
Sonuç olarak, çiftlerin üzerinde durması gereken esas noktanın, cinsel birleşim sıklığı değil, buradan aldıkları zevk ve hazzın kalitesi olması üzerine vurgu yapan Palimere, aşk, tutku ve karşılıklı elektrik gibi faktörlerin, cinsel yaşam kalitesinde büyük rol oynadığını, mükemmel cinselliğin de, yatak odasında kurulan, dürüst ve açık iletişime bağlı olduğunu söylüyor.